“Filistin İçin İsrail’i Boykot Girişimi” olarak bilinen Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) Hareketi Kuzey Amerika Koordinatörü Olivia Katbi, Gazze’ye saldırılarını sürdüreceğini söyleyen İsrail’i “ekonomik darbe, askeri ambargo ve küresel izolasyonlarla yıkmaya” çalıştıklarını söyledi.
AA muhabirine konuşan Katbi, İsrail’in Gazze’de işlediği “soykırıma” karşı BDS olarak neler yaptıklarını anlattı.
Katbi, “BDS ile gerçekten yapmaya çalıştığımız şey, İsrail’e verilen uluslararası desteği sonlandırmak ve (İsrail) soykırım, apartheid, işgalci, yerleşimci sömürgecilik suçlarını işlediği sürece küresel ekonomiden izole etmektir.” dedi.
Bölgede kalıcı ateşkes ve insani yardımlara erişimin yanı sıra öncelikli hedeflerinin “ekonomik boykot, İsrail’e yasal yaptırımlar uygulanması için hükümetlere baskı yapmak ve askeri ambargo koydurmak” olduğunu dile getiren Katbi, aynı zamanda İsrail’in uluslararası forumlardan “atılması ya da üyeliğinin askıya alınması” için çalıştıklarını belirtti.
Katbi, İsrail’e karşı boykot ve tecrit eylemlerini artırılması ve dünya genelinde gerçekleşen silah sevkiyatların bozulması gerektiğini aktardı.
Bu hareketlerin İsrail’in uluslararası desteğe erişimini engellemesini sağlayacağına işaret eden Katbi, “İsrail artık uluslararası desteğe sahip değilse, bu artık küresel ekonomiye ve yasa dışı, gayrimeşru, ırkçı yerleşimci toplumunu desteklemeye yardımcı olan tüm hükümetlere ve şirketlere erişimlerinin olmadığı anlamına gelir.” diye konuştu.
“Saldırıları ve savaş suçlarıyla kendi ekonomisine zarar veren İsrail’dir”
Katbi, daha önceki BDS hareketlerinin İsrail’in ekonomisine zarar verdiğini belirterek, “Yıllar içerisinde dev şirketler İsrail ile iş yapmayı bıraktı, BDS aracılığıyla İsrail yüz milyonlarca dolardan mahrum bırakıldı.” dedi.
İsrail’in “markasının zarar görmesinden korktuğunu” vurgulayan Katbi, BDS’in verdiği zararlar nedeniyle kendilerine karşı mücadele edilmesi için özel ajans kurduklarına dikkati çekti.
Katbi, Filistin meselesinden önce bile İsrail ekonomisinin, hükümetin tartışmalı yargı reformları nedeniyle büyük darbe aldığını ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle İsrailli yatırımcıların fonlarını geri çektiğini kaydetti, “Saldırıları ve savaş suçlarıyla kendi ekonomisine zarar veren İsrail’dir.” diye konuştu.
“Boykotlar toplu olduğunda işe yarıyor”
BDS Hareketi Kuzey Amerika Direktörü Katbi, boykot edilecek ülkelerin belirlenmesindeki ana kriterlerden birinin, şirketlerin “İsrail’le suç ortaklığının seviyesi ve kampanyanın uygulanabilirliği” olduğunu ifade etti.
Katbi, “Örneğin söz konusu şirket Boeing ise büyük ihtimalle bomba yapmayı bırakmayacaklardır. Onların işi bu. Ancak, Boeing’in ikincil ortaklarını sonlandırabilir, silah akışını bir süreliğine kesintiye uğratabiliriz.” dedi.
BDS’in boykot kampanyalarıyla halk arasında farkındalık sağlayıp sağlayamayacaklarını da tespit etmeye çalıştıklarını kaydeden Katbi, “Fazla şirketi boykot etmektense, destekçilerimizden kampanyalarını popüler, stratejik hale getirmeleri için yine kendi toplulukları, işyerleri, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları içinde çalışmalarını istiyoruz.” ifadesini kullandı.
Katbi, boykotların toplu olduğundan işe yaradığını aktararak sosyal medyada boykot edilmesi gereken şirketlerden oluşan uzun listelerin yerine “strateji oluşturarak, birkaç hedef seçip bu hedeflere toplu baskı uygulanması gerektiğini” vurguladı.
“Hükümet üzerindeki baskı sürdürmeli”
Olivia Katbi, dünya genelinde daha fazla insanın BDS hakkında bilgi edinmesi ve Filistinlilerin dayanışma çağrılarına yanıt vermeleri nedeniyle mevcut stratejilerin işe yaradığını dile getirdi.
Dünya’nın dört bir yanındaki işçi sendikalarının da yaptırım uygulanması ve İsrail ile ilişkilerin kesilmesi için kendi hükümetlerine baskı yapmada önemli rol oynadığına işaret eden Katbi, “Hindistan’da 100 milyondan fazla işçiyi temsil eden büyük sendikaların, hükümetlerini İsrail’e yapılan tüm anlaşmaları iptal etmeye çağıran bildiri yayımladığını gördük.” dedi.
Katbi, İsrail’e en çok destek veren İngiltere ve ABD gibi ülkelerdeki işçilerin de sendika liderlerini “İsrail soykırımındaki suç ortaklıklarına son vermeleri için baskılaması” gerektiğini dile getirdi.
Bu işçilerin askeri ambargo ve İsrail’e verilen yaklaşık 3,8 milyar dolarlık askeri satışların sona erdirilmesi için çabaladığını belirten Katbi, “(İşçiler) ABD şirketlerinin İsrail’e silah tedarik etmeye devam etmesinin yasa dışı hale getirilmesi ve yaptırımların uygulanması için bastırıyorlar ki bu bazen aşılamaz bir görev gibi gelebilir.” diye konuştu.
Katbi, daha uzun vadeli kampanyalar için hazırlandıklarını kaydederek, “Hükümetimiz üzerindeki baskıyı sürdürmeli ve soykırımcı, ırkçı yerleşimci sömürgeci ülkeye verdikleri desteği tamamen sona erdirmeye zorlamalıyız.” ifadelerini kullandı.
BDS Hareketi, İsrail rejimini akademik, kültürel, politik ve bir dereceye kadar ekonomik olarak izole etmeyi başardıklarını, bu nedenle söz konusu rejimin, bu hareketi “en büyük stratejik tehlikelerden” biri olarak gördüğünü belirtiyor.
BDS’in başarıları arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İsrail ürünlerini boykot çağrısını “ifade özgürlüğü” saydığı kararın yanı sıra finans kurumlarının yatırımlarını İsrail’den çekme kararı da yer alıyor.