Beyaz ırkçılığın ikiz kardeşleri: Antisemitizm ve İslamofobi

Farid Hafez, Batılı devletlerin İsrail’in Filistinlilere karşı saldırılarını protesto eden grupları antisemitizm suçlamasıyla nasıl baskılamaya çalıştığını ve bunu yaparken gösterdikleri İslamofobik eğilimleri AA Analiz için kaleme aldı.

***

Antisemitizm ve İslamofobi aynı madalyonun iki yüzü. Avrupalı liderlerin İsrail’in 11 bin 500 Filistinliyi öldürme hakkını savunarak görünürde antisemitizmle mücadele etme çabası, ırkçılığa karşı haklı mücadelenin saptırıldığı en son örnek.

Eski tarihler

Antisemitizm ve İslamofobi her zaman beyaz Avrupa’nın ırkçı tahayyülünde ikiz kardeşlerdir. Avrupa ve beyaz Hıristiyan kıta tahayyülü tarihsel olarak Müslümanların ve Yahudilerin İspanya’nın Endülüs yarımadasından dışlanmasına dayanıyor ve her ikisi de Avrupa’nın ne olduğuna dair tahayyülü şekillendirmeye devam ederek dışarıdaki Müslüman Doğuluyu olduğu kadar içerideki Yahudi Doğuluyu da dışlaya geldi.

Yeni gerçekler

Bu iç içe geçmişlik bir Yahudi projesi olmaktan çok beyaz Avrupa milliyetçiliğinin beşiğinde doğan ve siyonist bir proje olan İsrail’in kurulmasıyla kırılmaya başladı. İsrail ile birlikte Yahudiler beyazlaştı ve İsrail bugün pek çok Avrupalı siyasi elit tarafından 1948 sonrası yeni icat edilen Yahudi-Hıristiyan “geleneğinin” bir parçası olarak benimseniyor.

Siyonizm karşıtlığı antisemitizm midir?

2019 yılında, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) ve solcu Die Linke dışındaki tüm partilerin Boykot, Tecrit ve Yaptırım (BDS) hareketini antisemitik olarak kınayan kararı [1] Alman Federal Meclisi tarafından kabul edildi. Bunun öncesinde ise Uluslararası Holokost Anma İttifakı’nın (IHRA) antisemitizme ilişkin çalışma tanımının onaylanması ve kabul edilmesi gibi önemli bir adım atıldı. Bu yılın nisan ayında kaleme alınan bir mektupla 100 uluslararası sivil toplum örgütü Birleşmiş Milletlerden (BM) bu tanımı İsrail’i meşru eleştirilerden korumak için “kötüye kullanıldığı” gerekçesiyle reddetmesini istedi: “Tanımın hükümetler ve kurumlar tarafından benimsenmesi genellikle antisemitizmle mücadele çabalarında önemli bir adım olarak çerçevelenmektedir. [2] Ancak uygulamada İHRA tanımı sıklıkla İsrail’e yönelik eleştirileri yanlış bir şekilde antisemitik olarak yaftalamak ve dolayısıyla ABD ve Avrupa da dahil olmak üzere İsrail ve/veya siyonizmi eleştiren şiddet içermeyen protesto, aktivizm ve söylemleri yatıştırmak ve bazen de bastırmak için kullanılmaktadır.” Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Konseyinin yanı sıra, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Letonya, Litvanya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, İspanya ve İsveç dahil olmak üzere birçok AB üyesi ülke de mevcut tanımı ulusal düzeyde onaylamış durumda. [3]

İHRA’nın tanımı yasal olarak bağlayıcı olmamakla birlikte, İsrail’e ilişkin çeşitli tartışmalar içeriyor. Bu nedenle, antisemitizm çalışmaları alanında önde gelen akademisyenler ulus devletlerin siyasi kazanımları için mevcut tanımın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla alternatif bir tanım olan Antisemitizm Üzerine Kudüs Deklarasyonu’nu kaleme aldılar. [4,5]

10/7’nin ardından “antisemitizm” ile mücadele

Filistinlilerin 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırısının ardından Avrupa medyası antisemitik olaylarda bir artış olduğunu bildirirken, Avrupa Komisyonu da Filistin-İsrail savaşının ardından hem antisemitik hem de İslamofobik eylemlere karşı uyarıda bulundu. [6,7]

Ancak, birçok Avrupa hükümeti Hamas’ı saldırısı nedeniyle büyük ölçüde eleştirip aynı zamanda İsrail’in Gazze’de Filistinli sivilleri öldürmesini onaylarken, birçok Avrupalı lider konunun Filistin için yürüyüş yapan insanlar üzerindeki yansımalarına değil sadece İsrail tarafındaki kayıplara odaklanmış görünüyor. Avrupalı elitler dayanışma amacıyla ulusal anıtlarını ve hükümet binalarını İsrail bayrağı ile donatırken, Filistin bayrağı Avrupa şehirlerinin sokaklarında kitleler tarafından dalgalandırılıyor. Ancak seçmenlerin talepleri dinlenmediği gibi Filistin yanlısı mitingler yasaklarla ve karalama kampanyalarıyla karşılaşıyor. [8,9]

İsrail karşıtı tutumların bastırılması

Avrupa’nın siyasi eliti, Filistinlilerin saldırılarında ölen ve rehin alınan 1200 kişiyi büyük ölçüde anarken, Gazze ve Batı Şeria’da 10 binden fazla Filistinlinin öldürülmesi ve binlerce tutuklunun varlığı görmezden geliniyor. Daha da kötüsü, Filistinlilere yönelik merhamet bir suç haline getiriliyor.

Jewish Currents’tan Jonathan Shamir, “Avrupalı liderler Filistin yanlısı protestoların artmasına eşi benzeri görülmemiş bir baskı dalgasıyla karşılık veriyor.” diye yazıyor. [10] Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları örgütleri de Filistin yanlısı protestolara yönelik baskıların ifade ve toplanma özgürlüğünü kısıtladığını düşünüyor. [11]

Adania Shibli gibi Filistinli yazarlar ünlü Frankfurt Kitap Fuarı’na davet edilmezken [12], Enver El Gazi gibi futbolcular sosyal medyadaki Filistin yanlısı paylaşımları nedeniyle uzaklaştırma aldı. [13] Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin gibi İslamofobik politikacılar daha önce de Filistin yanlısı protestoları ve Filistin yanlısı sivil toplum kuruluşlarını yasaklamaya çalışmış ve [14] bu çabaları mahkemeler tarafından iptal edilmişti. [15] Dermanin yine 12 Ekim’de Filistin yanlısı gösterileri “kamu düzenini” bozabileceği gerekçesiyle yasaklamaya çalıştı [16] ve bu tür eylemlere katılan yabancı uyrukluları sınır dışı etmekle tehdit etti.

Başlangıçta Paris polisi Filistin yanlısı gösterileri göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanarak acımasızca bastırdı, ancak yine de binlerce insan Filistinli sivillerin hayatını korumak ve ateşkesin sağlanması amacıyla yasaklanan yürüyüşlere katılmayı göze aldı. [17,18] Benzer şekilde, başlangıçta protestoların yasaklandığı Almanya’da da protestocular artık sadece Filistin bayrağı sallamak da dahil olmak üzere çeşitli sloganlar attıkları için taciz ediliyor. [19]

En çok tartışılan sloganlardan biri olan “Nehirden denize Filistin özgür olacak” İngiltere eski İçişleri Bakanı Suella Braverman tarafından potansiyel bir suç olarak itham edilmiştir. [20] Alman İçişleri Bakanlığı bu sloganın Almanya’da terör örgütü olarak ilan edilen Hamas’ın bir sloganı olduğuna karar verdi. Bu nedenle, Bavyera eyalet savcıları bu sloganın “Heil Hitler” ile aynı şekilde cezalandırılacağını açıkladı. Hatta Berlin’de bir kişi “Nehirden Denize Eşitlik İstiyoruz” afişini tutarak “Soykırımı Durdurun” sloganı atarken tutuklandı. [21,22]

Ancak Brown Üniversitesi’nde Holokost ve soykırım çalışmaları profesörü olan Omer Bartov gibi uzmanlar, bu söylemin ileriye dönük fikrinin nehirden denize, “bu iki grubun” “baskı, herhangi bir haktan yoksunluk, eşitlikten yoksunluk ve kesinlikle şiddet ve sürgün içermeyen şekillerde” birlikte yaşayabileceği bir alan hayal etmek olduğunu açıkladı. [23]

Bu arada Avrupa Yasal Destek Merkezi (ELC) gibi yasal destek grupları da hukuki mücadele veriyor. Hollanda’da bir mahkeme, Filistinlilerin haklarını savunan “Nehirden denize Filistin özgür olacak” sloganının nefret içerikli olmadığına ve kanunen cezalandırılamayacağına karar verdi. Bu arada pek çok protestocunun ifade özgürlüğünü kullanması engelleniyor. [24,25]

Kimin için ‘Bir Daha Asla’?

İsraillilerin yası tutulup Filistinlilerin hayatları görmezden gelindiğinde, Avrupa’nın siyasi eliti insanlara feci bir sinyal göndermiş oluyor: Filistinlilerin hayatları İsraillilerin hayatlarından daha az değerlidir. Avrupalı liderlerin Holokost’tan çıkardığı ana ders, “Bir Daha Asla”nın tüm insanlardan ziyade Yahudiler için ‘Bir Daha Asla’ anlamına geldiğidir.

[1] https://www.bundestag.de/dokumente/textarchiv/2019/kw20-de-bds-642892

[2] https://www.theguardian.com/news/2023/apr/24/un-ihra-antisemitism-definition-israel-criticism

[3] https://www.holocaustremembrance.com/resources/working-definitions-charters/working-definition-antisemitism/adoption-endorsement

[4] https://www.holocaustremembrance.com/resources/working-definitions-charters/working-definition-antisemitism

[5] https://jerusalemdeclaration.org

[6] https://www.theguardian.com/news/2023/oct/30/antisemitism-deeply-ingrained-in-european-society-says-eu-official

[7] https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/statement_23_5527

[8] https://www.dw.com/en/israel-and-germanys-reason-of-state-its-complicated/a-67094861

[9] https://www.theguardian.com/world/video/2023/nov/05/pro-palestine-protests-take-place-in-cities-around-the-world-video

[10] https://jewishcurrents.org/an-anti-palestinian-crackdown-across-europe

[11] https://www.amnesty.org/en/documents/eur23/7180/2023/en/

[12] https://www.theguardian.com/world/2023/oct/15/palestinian-voices-shut-down-at-frankfurt-book-fair-say-authors

[13] https://www.aa.com.tr/en/europe/mainz-05-terminate-contract-with-anwar-el-ghazi-over-pro-palestine-social-media-post/3042989#: ~: text=Mainz%2005%2C%20a%20German%20top,with%20immediate%20effect%20on%20Friday.

[14] https://www.france24.com/en/france/20210513-pro-palestinian-rally-in-paris-banned-amid-escalating-israel-gaza-tensions

[15] https://www.reuters.com/world/europe/french-court-upholds-government-instruction-ban-all-pro-palestine-protests-2023-10-18/

[16] https://www.aljazeera.com/news/2023/10/12/france-bans-pro-palestine-rallies-cracks-down-on-protesters-amid-gaza-war

[17] https://www.politico.eu/article/france-palestine-israel-gaza-cracks-down-on-pro-palestinian-protesters-amid-security-concerns/

[18] https://www.france24.com/en/live-news/20231028-thousands-join-banned-paris-pro-palestinian-march

[19] https://www.aljazeera.com/news/2023/11/10/germany-gaza-protests-crackdown

[20] https://www.theguardian.com/politics/2023/oct/10/people-supporting-hamas-in-uk-will-be-held-to-account-says-rishi-sunak

[21] https://www.sueddeutsche.de/politik/nahostkonflikt-palaestina-demos-parole-verbot-1.6301624

[22] https://twitter.com/tilojung/status/1723057079789736367’s=51&t=IqMyJxNOZr_BLR7RWY8sNA

[23] https://www.democracynow.org/2023/11/10/bartov_two_state

[24] https://elsc.support/news/victory-from-the-river-to-the-sea-is-protected-speech-dutch-court-rules

[25] https://www.aljazeera.com/news/2023/11/10/germany-gaza-protests-crackdown

[Farid Hafez, 2021 yılından bu yana Williams College’da 1955 Sınıfı Uluslararası Çalışmalar Seçkin Misafir Profesörü olarak görev yapmaktadır. 2017 yılından bu yana Georgetown Üniversitesi Köprü Girişimi’nde yerleşik olmayan araştırmacı olarak çalışmaktadır. 2015’ten bu yana yıllık Avrupa İslamofobi Raporu’nun eş editörlüğünü yapmaktadır. Yakında çıkacak olan kitapları: ‘Operation Luxor’ (Transcript Verlag, 2023) ve ‘Politicizing Islam in Austria. The Far-Right Impact in the Twenty-First Century’ (Rutgers University Press, 2024).]

Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir