Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ayasofya’yı yeniden açan Cumhurbaşkanı olarak anılmak, bizim gönül dünyamızda şereflerin en büyüğüdür.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri programında, Ayasofya’yı asli kimliğine tekrar kavuşturduklarını söyledi.
Erdoğan, “Ayasofya’yı yeniden açan Cumhurbaşkanı olarak anılmak, bizim gönül dünyamızda şereflerin en büyüğüdür. Ayasofya’nın yanındaki birçok müktesebat rahmetli Kadir Bey zamanında yenilendi, fakat şu andaki zat, oradaki birçok eseri kaldırarak boşaltılmış bir harabeye döndürdü.” ifadelerini kullandı.
Şimdi orayı yeniden restore ettiklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bunlara hiçbir şey bırakılmaz, inanın öyle. Bunlar ülkeyi bile çırılçıplak hale getirirler. Geldiğimiz zaman çöp, çukur, çamurdu İstanbul. Öyle almıştık. Ama kendilerine nasıl bir İstanbul teslim ettik, ortada. Onlar şimdi yine ne yaptılar? Aynı hale dönüştürdüler, dönüştürüyorlar. Onun için 31 Mart çok önemli. Yeniden İstanbul’umuzu, Türkiye’mizi aslına rücu ettirmek için 31 Mart çok önemli.”
Ayasofya’yı kendilerinin açtığını ama onu koruyacak olanların elbette gençler olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gençlerimizin bu mukaddes emanete layıkıyla sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. ‘Zaman bendedir ve mekan bana emanettir.’ diyen, ‘Kim var?’ diye seslenilince sağına ve soluna bakınmadan fert fert ‘Ben varım.’ cevabını veren bir gençliğin karşımda olduğunu görüyorum. Böyle olduğu müddetçe Allah’ın izniyle Ayasofya’nın kubbelerinden Kur’an sesi, minarelerinden ezan sesi hiçbir zaman eksilmeyecektir. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, Türkiye Yüzyılı’nın sembolü olarak ebediyete kadar mümin yürekleri selamlamaya devam edecektir.”
Necip Fazıl’ın izini süren düşünce ve edebiyat damarının, Türkiye’de halen yazı, şiir ve fikir pınarlarını beslemeye devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, “Üstadın geride bıraktığı ilim, kültür ve sanat birikiminin özellikle günümüzün genç kalemleri tarafından sahiplenildiğini görüyoruz. Ödül takdim edeceğimiz kardeşlerimizin arasında gençlerimizin de olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Biz de üstadın adına verdiğimiz ‘İlk Eserler’ ödülüyle genç kardeşlerimizi destekliyor, cesaretlendiriyoruz.” diye konuştu.
Ödüle layık görülenleri tek tek açıkladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki Necip Fazıl İlk Eserler Ödülü’ne “Vakitsiz Ölüler Yurdu” isimli kitabıyla Sema Bayar ile “İnsansın ve Akşam” adlı ilk şiir kitabıyla Rıdvan Tulum’un layık görüldüğünü belirterek, “Kendilerini canıgönülden tebrik ediyorum.” dedi.
Necip Fazıl Hikaye Roman Ödülü’nü ise bu yıl Selahattin Yusuf’a takdim ettiklerini belirten Erdoğan, “Romanlarında ele aldığı meseleleri sağlam bir zemine oturtan Selahattin Yusuf kardeşimizi tebrik ediyor, yazı ve düşünce hayatında kendisine muvaffakiyetler diliyorum.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Şiir Ödülü’nün Ali Günvar’a tevcih edildiğini aktararak, “Şiir desenlerini, geleneğimizi ihmal etmeyen yenilikçi bir tavırla ören Ali Günvar, geniş okuyucu kitlesinin kalbine de ses ve mısralarıyla dokunuyor. Hazreti Mevlana’dan, Yunus Emre’den, Niyazi Mısri’den, Nabi’den, Baki’den, Şeyh Galip’ten ve Taşlıcalı Yahya’dan aldığı ilhamla bezediği şiirlerini dünya edebiyatıyla irtibatlandırıp geniş bir yelpazenin parçası haline getiriyor. Yayıncılık faaliyetleriyle edebiyatımıza yıllardır hizmet eden şair Ali Günvar’ı tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Necip Fazıl Fikir Araştırma Ödülü’nü bu sene Ahmet Ayhan Çitil’e takdim ettiklerini kaydeden Erdoğan, “Son derece kıymetli akademik çalışmalarında din, metafizik, matematik, ahlak, yapay zeka ve hukuk gibi konuları ele alan Prof. Dr. Ahmet Ayhan Çitil hocamız, Kant felsefesi üzerine yaptığı inceleme ve araştırmalarla ilim ve düşünce dünyamızda önemli bir boşluğu dolduruyor. Ahmet Ayhan Çitil hocamıza teşekkür ediyor, bundan sonraki araştırmalarında başarılar diliyorum.” dedi.
Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’nün bu yılki sahibinin değerli yazar ve yönetmen Nacer Khemir olduğunu dile getiren Erdoğan, “İslam kültür ve medeniyetini tüm güzellikleriyle yansıtmaya çalışan kitapları ve filmleriyle modern insanı sarsıp ona yüceleri, öteleri işaret eden Nacer Khemir, kültür ve sanat dünyamızda uluslararası bir yer tutmaktadır. Nacer Khemir’i de kutluyor, yeni çalışmalarının hayırlı, faydalı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Çocuk Edebiyatı Ödülü’nün sahibinin Figen Yaman Coşar olduğunu belirterek, “İstikbalimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza dönük duru bir Türkçeyle mayaladığı metinlerle, incelikle hazırladığı çocuk programları ve projelerle destek olan Figen Yaman Coşar’ı canıgönülden tebrik ediyorum.” dedi.
Necip Fazıl Görsel Sanatlar Ödülü’nü ise Selahattin Sancaklı’ya takdim ettiklerini dile getiren Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde 87’nci vefat yıl dönümünde rahmetle andığımız Mehmet Akif’in çileli hayatını ve zorlu mücadelesini 13 bölümlük başarılı bir diziyle milyonlara ulaştıran Selahattin Sancaklı’yı tebrik ediyorum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl ilk kez tevcih edecekleri Necip Fazıl Mimarlık Ödülü’nü ise 6 isme birden verdiklerini belirterek “Şehrin ve mekanın hafızasına sahip çıkarak Samsun Üniversitemize yepyeni bir eser kazandıran İbrahim Düzenli, Asım Divleli, Selçuk Taşar, Ahmet Yılmaz, Hakkı Yiğit ve Sami Ateşçi’ye teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.
Yine ilk kez takdim edilen Necip Fazıl Müzik Ödülü’ne genç piyanist Büşra Kayıkçı’nın layık görüldüğünü açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk albümünü 2019 yılında çıkaran Büşra Kayıkçı yerel ve uluslararası müzik çevrelerince büyük bir ilgi ve övgüyle karşılandı. Genç yaşına rağmen kendisine beynelmilel bir yer açıp ülkemizi başarıyla temsil eden Büşra Kayıkçı kardeşimizi kutluyor, daha nice güzel eserlere imza atmasını yürekten temenni ediyorum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Saygı Ödülü’nü bu yıl Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’ye takdim ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Tıp alanındaki araştırma ve incelemelerinin yanı sıra gerçekten değerli şiirler, denemeler ve hatıra kitapları kaleme alan, bir yandan da yetiştirdiği talebeler eliyle ilim, kültür ve sanat hayatımıza yeni soluklar kazandıran Prof. Dr. Hüsrev Hatemi hocamızı tebrik ediyorum. Kendisine sağlıklı, huzurlu ve bereketli ömürler diliyor, şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum.”
(Sürecek)