Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’de yönetimi elinde bulunduran Hamas’ın ‘terör örgütü değil, mücahitler grubu’ olduğunu söyledi. Batı’nın İsrail’e ‘borcu’ olduğunu kaydeden Erdoğan, “İsrail tarihin en kanlı en vahşi saldırılarından birini gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı.
Eski Türkiye İçişleri Bakanı Sadettin Tantan sosyal medyada bir dizi paylaşımda bulundu. Tantan Erdoğan’ın ‘terör örgütü değil, mücahitler grubu’ sözlerine ilişkin “Hamas’ı terör örgütü olarak tanımlamamakla mücahit olarak tanımlamak tamamen farklı kavramlardır. Türkiye, diplomasiyi etkin kullanabilen ülkelerden biriyken bir anda diplomatik dilden uzaklaşarak kazanımlarını tehlikeye atmaktadır” dedi.
“Türkiye’nin yapması gereken Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, Mısır ve bölge ülkeleriyle işbirliği anlaşmaları yaparak enerji, ticaret yollarına hakim olmaktır.” diyen Tantan paylaşımlarında şunları ifade etti:
“Türkiye’nin sözü ve eylemi tutarlı olması gerekirken yarın yerine getirilemeyecek söylemlerin devletin üst kademesinden telaffuz edilmesi, devlet ciddiyetine zarar verir.
Cumhurbaşkanının bugün yaptığı açıklamaların yarın sahada arkasında durulamaması halinde Türkiye bölgede büyük bir itibar kaybına maruz kalır.
Cumhurbaşkanını adeta tuzağa düşüren açıklamaların perde arkasında yer alanlar kendi açılarından günü kurtarmak yerine Türkiye’nin yarınını düşünmelidir. Yarın “kandırıldık” demek Türkiye’nin menfaatlerini geri kazandırmaz. Bugün diplomasi dilinden uzaklaşılması doğru değildir.
Sivilleri, masumları katledenler “mücahit” olarak nitelenemez. Bizim için mücahit kutsal bir kavram olup bu kavram hak edenlere hitaben söylenir. Kıbrıslı Türk mücahitlerin sivil, yaşlı, çocuk katlettiğini gördünüz mü? Biz gücümüzü tarihinden alan bir milletiz.
Türkiye’yi tarihiyle bağdaşmayacak, radikalleştirecek, dünyada yalnız bırakacak, kazanımlarını tehlikeye atabilecek her türlü tutum, davranış ve söylemden uzak durulması gerekmektedir. Hamas, emperyalizmin bölgeye kurduğu bir tuzaktır.
Bu tuzağa düşmek, yarın telafi edilemeyecek zararlar doğurabilir. Maharet; görüneni değil görünenin arkasındakini görmek ve buna göre konumlanmaktır.
Türkiye’nin devlet aklı bu krizi aşabilecek yetkinlikte olup siyasetin doğru olanı tercih etmesi halinde Ortadoğu krizi zarar görmeden aşılacaktır.”